İkisi konuşurken ben onlara bakar vir halde dalmışım. Bana bakıp gülerek seslendiklerinde kendime gelebildim. Bir süre o duruma gülüştük. Ama yine bakıyordum ikisine ne kadar farklı karakteleri var aslında ama ne kadar da uyumlular diye düşünüyordum. Sahi onları ne kadar tanıyordum ben bir an kafamın içinden bir ses hiç olarak yanıtladı.
Bu düşüncelerle onlara bakarken Eylül Alice' i elinden tutmuş banyoya doğru götürüyordu. Bana da sen bekle diye söyleniyordu. Onlar giderken ben bir sigara daha yakmış şişeden bir yudum daha almış bir halde düşünüyordum. Sarhoş gibiydim ama bu içtiğimden mi yoksa düşüncelerimden mi bilmiyordum. Ve banyodan sesleri gelince oraya doğru yöneldim.
Kapı arasından baktığımda birbirlerini götürdüklerini görüyordum. Kapıya yaslanıp izlemeye başladım. Öpüşüyorlar, sularının kaynaklarını birbirlerine sürtüyorlar ve elleri baştan aşağı birbirini okşuyordu. Benim orda olduğumun farkında bile değillerdi. Kendilerini bedenlerinin tutkulu düşlerine bırakmış bir haldeydiler. Daha önce bu hallerini görmemiştim. Tuhaf bir tebessümle izliyordum. Ne tepki vereceğimi ne hissedeceğimi bilmeden.
Yanlarına doğru yürüdüm. Göz ucuyla ikisi de bakıyordu bana ama bedenleri dudakları biribirlerinden ayrılmıyordu. Ellerimle ikisinin de kalçalarını avuçladım. Orta iki parmağım deliklerine baskı uygulamış ve derinden hissetmişlerdi. Bir anlık o ah sesinden bu anlaşılıyordu. Su altındaki ıslak bedenleri de harikaydı. İkisinin de içlerini doldurmak ellerimle o güzel bedenlerini parçalamak ve dudaklarında o yorgun tatmin ifadesini görmek istedim.
Üçümüz birbirimize bakıyorduk. Duşun altından çıkardım ikisini de ve odaya doğru götürdüm. Alice' i arkasından kendime doğru çekip sertliğimi kalçasına dayadım. Tüm kıvrımlarını hissettiğinden eminim. Teni hala ateş gibiydi. Boynunu emerken parmaklarımla dişiliğinin dış dudaklarını okşuyordum.
Eylül ise karşımızda elini kasıklarının arasına atmış sulanmış kadınlığını okşuyor parmaklarını sokup çıkarıyordu. Dudaklarını ısırmış halde bu kızıştırıcı görüntüyü izliyordu. Yanıma gelip sertleşmiş penisimi eline aldı daha fazla duramayıp. Alice de ne yapacağını merak ediyordu. Ve önce ağzına alıp güzelce ıslattıktan sonra eliyle Alice' in kadınlığına soktu. Sokarken dudakları Alice' i sakinleştiriyordu. Ve dudakları çekilince Alice' in kadınlığında gidip gelmeye başladım. Ellerimle bedenini sıkıca kavradıktan sonra. Bir süre içinde gidip geldim. Ve Eylül' e yerimi sen doldur diyip penisimi o daracık kalçasına yönlendirdim.
Usulca giriyordum içine her bir sertliğimi hissettirerek. Eylül ise başını çoktan gömmüştü onun kadınlığına. Aramızda kıvranıyordu Alice. Bedeni titrer halde kesik kesik nefeslerle inliyordu. İçinde durdum, Eylül yalarken onun saçlarını okşuyordum. Ellerim saçlarına gelince kafasını kaldirip baktı. Alice yerden sırılsıklam olmuş nefesi kesik halde kıvranıyor. Ben ise Eylül' e bakıp gülüyorum.
Eylül' e işaret edip Alice' i yatağa yatırdık aramızda. Alice ise kasılmış bedeniyle bizi izliyordu. Eylül' ü diz çöktürüp yatakta bacakları açılmış bir halde yatan Alice' in bacak arasına getirdim. Eylül Alice' e önce kadınlığını yalattı sonra ise memelerini. Eylül' ün zevkten kızıştığını görebiliyordum. Ateş parçası gibiydi şu an.
Ve dudakları Alice' in sularının kaynağına geldiğinde aç ve susamışçasına o kaynağa saldırıyordu. Eylül' ün arkasına geçip onunla tek vücut olacak halde sarılıp kasıklarımı onun ıslak ve sıcak yuvasına vuruyordum. Hareketlerimin bir ritmi var gibiydi gidip gelirken. Gittikçe artan bir müzik gibi onun içindeki sertliğim ve içini dolduruşum, onun inlemeleri de artıyordu.
Alice' e baktığımda nefes alışını gördüm ve Eylül' ün dudaklarına doğru baktım. Bedeni gevşemiş rahatlamış bir şekilde yayılmıştı yatağa Alice' in. Bunu görünce Eylül' ü Alice' in yanına doğru çektim. Ve bacaklarındaki son gücü gördüm. İçindeyken nasıl kasıldığını. Erkekliğimi içinde nasıl kavradığını ve bırakmadığını.
Eylül yığılmış bir halde Alice' e bakıyordu elleri onun tenindeydi. Kadınlığından akan suları patlama noktasına gelen sıvılarımı harekete geçirmiş ve içini bir çiçeğin tohumlarıyla doldurup üstüne yığılıp kaldım.
Tatlı bir ölümü yaşıyorduk şu sırılsıklam bedenlerimizle ve doğacağımız anı beklerken birbirimize bakıyorduk. Bu kutsal ayin son buluyordu bu bakışma ve bütünleşen bedenlerle.
haz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
haz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
7 Haziran 2018 Perşembe
Kapı Aralığı 7
Tenimi kavuran bir sıcak hissediyordum ikisinin arasında. Alice' in arkamda ne yapabileceğini bilmiyordum. Böyle belli olmayan yanları vardı. Biraz deliydi sanki ama şu sn bulunduğumuz yerde hangimiz o deliliği paylaşmıyorduk ki.
Eylül' ün elleri tanımak istercesine sertleşmiş erkekliğimde geziniyordu. İkisinin meme uçları bedenimi delip geçerek birbirlerini okşamak ister gibi yaslanıyordu. Eylül elini pantalonumun üstünden çekip yavaşça içeri soktuğunda erkekliğim ellerine ulaşmak istercesine ona doğru gidiyordu. Ve elleriyle kavuştuğunda Eylül' ün dudaklarında açlık dolu bir tebessüm belirmişti.
Elleri kökünden kavrayarak sıkıca okşuyordu. Ne kadar zorlandığımı nefesimin kesilmesinden anlayabiliyordu. Arkamda ise Alice' in gülüşünü duyuyordum. Bu çaresizliğim ikisini de memnun etmiş gibi görünüyordu. Bir an ikisinin dudakları birleşip öpüşmeye başladığında ise bedenim aralarında ezilmişti. Bedenlerinin tüm varlığını ezberlerdiğim bir andı.
Dudakları ayrıldığında Eylül' ün elleri pantalonumdan çıkmıştı. Alice' e döndüm o an. Önce dudaklarının tadına baktım. Sıcacık dudakları vardı. Sonra yaramaz bir tebessümle ellimi taytının içine soktum. Bu bölgesini ilk defa hissediyordum. Parmaklarım kadınlığına ulaştığında ne kadar ıslsndığını hissediyordum. Teninden daha sıcaktı tatlı sularının olduğu yer.
Usulca okşuyordum parmağımı içine sokmadan o sularını kasıklarına, kasıklarından bacaklarının iç taraflarına kadar ulaştırıyordum. Hafif kasılmalar yaşasa da ayakta rahatlıkla duruyordu. Eylül ise pantalonumu çözüyordu arkamdan sarılmış bir halde ve ayaklarıma düştüğünde eğilip kendi elleriyle çıkarıyordu.
Ayağa kalkıp arkamdan tekrar sarıldığında özgürlüğüne kavuşmuş sertliğimi avuçlarının arasına alıp okşamaya devam ediyordu. Kasıklarımda ağrılar başlamak üzereydi öylesine elleriyle sıkıca sarıp okşuyordu ki. Hayal edilemeyecek bir andı iki genç güzelin arasında olmak.
Ellerimi kadınlığından çekiyordum Alice' in ve Eylül' e dur diyordum. alice' in kalçalarını saran taytı iki taraftan tutup indiriyordum. İndirirken ise dudaklarımın yakınına güzel kokular sunan ve lezzetli sularıyla ıslanmış kadınlığı geliyordu. O an başımı dayamak istesem de tayttan kurtarmak istiyordum önce. Ve tayti bacaklarından çekip çıkardım.
Karşımda ilk defa böylesine çırılçıplak haliyle duruyordu. Memelerinin uçları mermi gibi bir halde kadınlığı ise sularını bacaklarına bulaştırmış bir haldeydi. Eylül arkamdan Alice için tam bir fıstık diyordu. Güldüm. Tam o an Eylül önüme geçmiş Alice' in meme uçlarını ağzında eritmek istiyordu ve başarıyordu.
Fakat Alice' e eğilirken unuttuğu şey kalçalarının pijamasından harika göründüğüydü. Eminim şu an kendisine baksa avuçlamıştı kalçalarını. O memeleri sömürürken ben de pijamasını sertçe aşağıya indirdim. Bir an şaşırıp baksa da ayaklarından kendi çıkartmıştı. O memeleri sömürürken ben de onun daracık mabedini dil darbelerimle dövüyordum.
Hassas bir noktasıydı bu, bacaklarının titrediğini görebiliyordum. Alice' in durumu da farklı değildi. Eylül' ün dudakları onu kendinden geçirmişti. Gözleri kapalı halde Eylül' ü okşuyordu. Nefes nefese kaldığımız an zor da olsa kendimize gelip ayağa kalktık. Birer sigara yakıp konuşmaya başladık.
Eylül' ün elleri tanımak istercesine sertleşmiş erkekliğimde geziniyordu. İkisinin meme uçları bedenimi delip geçerek birbirlerini okşamak ister gibi yaslanıyordu. Eylül elini pantalonumun üstünden çekip yavaşça içeri soktuğunda erkekliğim ellerine ulaşmak istercesine ona doğru gidiyordu. Ve elleriyle kavuştuğunda Eylül' ün dudaklarında açlık dolu bir tebessüm belirmişti.
Elleri kökünden kavrayarak sıkıca okşuyordu. Ne kadar zorlandığımı nefesimin kesilmesinden anlayabiliyordu. Arkamda ise Alice' in gülüşünü duyuyordum. Bu çaresizliğim ikisini de memnun etmiş gibi görünüyordu. Bir an ikisinin dudakları birleşip öpüşmeye başladığında ise bedenim aralarında ezilmişti. Bedenlerinin tüm varlığını ezberlerdiğim bir andı.
Dudakları ayrıldığında Eylül' ün elleri pantalonumdan çıkmıştı. Alice' e döndüm o an. Önce dudaklarının tadına baktım. Sıcacık dudakları vardı. Sonra yaramaz bir tebessümle ellimi taytının içine soktum. Bu bölgesini ilk defa hissediyordum. Parmaklarım kadınlığına ulaştığında ne kadar ıslsndığını hissediyordum. Teninden daha sıcaktı tatlı sularının olduğu yer.
Usulca okşuyordum parmağımı içine sokmadan o sularını kasıklarına, kasıklarından bacaklarının iç taraflarına kadar ulaştırıyordum. Hafif kasılmalar yaşasa da ayakta rahatlıkla duruyordu. Eylül ise pantalonumu çözüyordu arkamdan sarılmış bir halde ve ayaklarıma düştüğünde eğilip kendi elleriyle çıkarıyordu.
Ayağa kalkıp arkamdan tekrar sarıldığında özgürlüğüne kavuşmuş sertliğimi avuçlarının arasına alıp okşamaya devam ediyordu. Kasıklarımda ağrılar başlamak üzereydi öylesine elleriyle sıkıca sarıp okşuyordu ki. Hayal edilemeyecek bir andı iki genç güzelin arasında olmak.
Ellerimi kadınlığından çekiyordum Alice' in ve Eylül' e dur diyordum. alice' in kalçalarını saran taytı iki taraftan tutup indiriyordum. İndirirken ise dudaklarımın yakınına güzel kokular sunan ve lezzetli sularıyla ıslanmış kadınlığı geliyordu. O an başımı dayamak istesem de tayttan kurtarmak istiyordum önce. Ve tayti bacaklarından çekip çıkardım.
Karşımda ilk defa böylesine çırılçıplak haliyle duruyordu. Memelerinin uçları mermi gibi bir halde kadınlığı ise sularını bacaklarına bulaştırmış bir haldeydi. Eylül arkamdan Alice için tam bir fıstık diyordu. Güldüm. Tam o an Eylül önüme geçmiş Alice' in meme uçlarını ağzında eritmek istiyordu ve başarıyordu.
Fakat Alice' e eğilirken unuttuğu şey kalçalarının pijamasından harika göründüğüydü. Eminim şu an kendisine baksa avuçlamıştı kalçalarını. O memeleri sömürürken ben de pijamasını sertçe aşağıya indirdim. Bir an şaşırıp baksa da ayaklarından kendi çıkartmıştı. O memeleri sömürürken ben de onun daracık mabedini dil darbelerimle dövüyordum.
Hassas bir noktasıydı bu, bacaklarının titrediğini görebiliyordum. Alice' in durumu da farklı değildi. Eylül' ün dudakları onu kendinden geçirmişti. Gözleri kapalı halde Eylül' ü okşuyordu. Nefes nefese kaldığımız an zor da olsa kendimize gelip ayağa kalktık. Birer sigara yakıp konuşmaya başladık.
3 Haziran 2018 Pazar
Kapı Aralığı 6
Alice sadece izlemekle kalmamış bütün geceyi kayıt altına da almış. Ve şimdi Eylül ile beraber oturmuş onları seyrediyordu. Eylül' ün altında pijaması üstünde ise meme uçlarını belli eden ama rahat bir tişört Alice ise ufak kalçalarını sımsıkı saran bir tayt üstünde ise Eylül' ün giydiği gibi bir tişört vardı.
Nefes alışlarının değişik olduğunu bu kapı aralığından bile anlıyordum. Birbirlerini o yatağa yatırmak istiyorlardı. Bundan emindim. Eylül dudaklarını Alice' in boynuna getirip tatlı dudaklarını ona sunuyordu. Alice ise o anları izlerken bir yandan da boynunda gezinen sıcak dudakları hissedince eli Eylül' ün tişörtünün üstünden memelerine gitti. Onları kavrayıp sıkınca Eylül de gülüp dudaklarını bu sefer Alice' in ıslak dudaklarına sunuyordu.
Arzularını şehvetlerini birbirine sunuyordu bu iki genç kız. Dudaklarından sadece ıslaklıklar değil birbirlerine olan ateşleri de bir dudaktan diğerine akıyordu. Kimseyle paylaşmadıklarını da paylaşıyorlardı.
Elleri birbirlerinin tişörtlerini çıkarmakla meşgul oluyordu. Ve onlardan kurtulduklarında iki bembeyaz ten karşımda birbirine sürtünüyordu. Ikisinin de memeleri avucları dolduracak ağız sulandıran türden ve şu an memelerinin uçları dimdik bir halde birbirlerine bakıyorlardı.
Ikisini bu halde bırakıp sessiz bir şekilde salona geçtim. Şarap şişesini piyanonun kenarına koydum. Nota kağıtlarını önüme koydum. Önümdeki sertliği ise saklama gereği duymuyordum.
Sadece biraz bekledim başlamak için. Onların iniltilerini o edepsiz hallerinin yükselmesini. Ve bunu duyduğum an bastım piyanonun tuşlarına.
Geldiğimi fark etmeyen iki edepsiz güzel şu an toparlanıp geleceklerdi biliyorum. Yüzümde iki yaramaz çocuğu yakalamış ve onlara gülen bir tebessüm vardı. Adımlarını duyunca sesi yükselttim. Karşıma geçtiler. İkisinin de saçları dağınık yüzlerinde yakalanmanın verdiği utangaç ama tatlı bir tebessüm ve sonrasında gülüşme.
Bedenlerinin ne kadar tahrik olduğunu hala görebiliyordum. Memelerinin uçları gözlerimin önüne serili haldeydi. Eylül şarap şişesini alıp önce Alice' e uzattı o içince yanıma gelip dudaklarımı ıslak parmaklarıyla araladıktan sonra şarabı içirdi.
Parmaklarımın tadı nasıl diye sordu fısıltıyla. Gözleriyle camdan dışarı bakan Alice'i işaret ederek. Eylül' ün parmaklarının neden ıslak olduğunu anlıyordum. Nefis diye yanıtladım. Eylül yanımdan Alice' in yanına gidip arkasından bir bütün olurcasına kalçasına yapışıp dışarı bakıyordu.
Fısıltılarla konuşuyordu ikisi. Bedenleri ise ufak kıvılcımlar çıkartırcasına sürtünüyordu. Onları izlerken ne kadar sertleştiğimi fark etmemiştim. Bir yandan da piyano tuşlarına basmaya devam ediyordum. Çaldığım müzik onların aşkla dokunuşlarının dans müziği oluyordu.
Eylül' ün dolgun kalçaları, bacakları o kadar nefis görünüyordu ki büyük bir açlık hissediyordum. Eylül harika bedeninin kendi de farkındaydı ve sakınmıyordu bedenini. Hangi erkek şu an onun arkasından sarılıp o dolgun kalçalarını yumuşacık memelerini avuçlamak istemezdi.
Yerimden kalkıp şarap şişesini elime aldım. Birkaç yudum alırken Alice yüzünü Eylül' e doğru döndü. Bir an bakışlarını izlediler birbirlerinin. Önce Alice Eylül' ün memelerini özgür bıraktı sonra ise Eylül Alice' in.
Elleri piyano tuşlarına basar gibi birbirlerini okşuyordu. Öylesine bir ahenkleri vardı. Yanlarına gelip şişeyi uzattim ikisi de yudumlarını alıp dudaklarına bulaştırdılar. Dudaklarından şarap suları taze bedenlerinin ateşini dindirmeye akıyordu.
Yudumlardan sonra ikisinin de elleri tişörtümü çıkarmak istiyordu ve başarıyordu. Aralarına çektiler. Eylül ıslak elleriyle sırtımı Alice' in yumuşak olduğunu hissettiğim memelerine doğru yasladı. Sonra ise kendi yumuşacık lezzetli memelerini de göğsüme yasladı.
Gecenin karanlığı, gökyüzü ve tüm şehvetli hisler bizi izliyordu. Üstleri çıplak ve birbirine yaslanmış bu üç bedeni. Sanki körpe bedenlerine kabul törenimdi.
Nefes alışlarının değişik olduğunu bu kapı aralığından bile anlıyordum. Birbirlerini o yatağa yatırmak istiyorlardı. Bundan emindim. Eylül dudaklarını Alice' in boynuna getirip tatlı dudaklarını ona sunuyordu. Alice ise o anları izlerken bir yandan da boynunda gezinen sıcak dudakları hissedince eli Eylül' ün tişörtünün üstünden memelerine gitti. Onları kavrayıp sıkınca Eylül de gülüp dudaklarını bu sefer Alice' in ıslak dudaklarına sunuyordu.
Arzularını şehvetlerini birbirine sunuyordu bu iki genç kız. Dudaklarından sadece ıslaklıklar değil birbirlerine olan ateşleri de bir dudaktan diğerine akıyordu. Kimseyle paylaşmadıklarını da paylaşıyorlardı.
Elleri birbirlerinin tişörtlerini çıkarmakla meşgul oluyordu. Ve onlardan kurtulduklarında iki bembeyaz ten karşımda birbirine sürtünüyordu. Ikisinin de memeleri avucları dolduracak ağız sulandıran türden ve şu an memelerinin uçları dimdik bir halde birbirlerine bakıyorlardı.
Ikisini bu halde bırakıp sessiz bir şekilde salona geçtim. Şarap şişesini piyanonun kenarına koydum. Nota kağıtlarını önüme koydum. Önümdeki sertliği ise saklama gereği duymuyordum.
Sadece biraz bekledim başlamak için. Onların iniltilerini o edepsiz hallerinin yükselmesini. Ve bunu duyduğum an bastım piyanonun tuşlarına.
Geldiğimi fark etmeyen iki edepsiz güzel şu an toparlanıp geleceklerdi biliyorum. Yüzümde iki yaramaz çocuğu yakalamış ve onlara gülen bir tebessüm vardı. Adımlarını duyunca sesi yükselttim. Karşıma geçtiler. İkisinin de saçları dağınık yüzlerinde yakalanmanın verdiği utangaç ama tatlı bir tebessüm ve sonrasında gülüşme.
Bedenlerinin ne kadar tahrik olduğunu hala görebiliyordum. Memelerinin uçları gözlerimin önüne serili haldeydi. Eylül şarap şişesini alıp önce Alice' e uzattı o içince yanıma gelip dudaklarımı ıslak parmaklarıyla araladıktan sonra şarabı içirdi.
Parmaklarımın tadı nasıl diye sordu fısıltıyla. Gözleriyle camdan dışarı bakan Alice'i işaret ederek. Eylül' ün parmaklarının neden ıslak olduğunu anlıyordum. Nefis diye yanıtladım. Eylül yanımdan Alice' in yanına gidip arkasından bir bütün olurcasına kalçasına yapışıp dışarı bakıyordu.
Fısıltılarla konuşuyordu ikisi. Bedenleri ise ufak kıvılcımlar çıkartırcasına sürtünüyordu. Onları izlerken ne kadar sertleştiğimi fark etmemiştim. Bir yandan da piyano tuşlarına basmaya devam ediyordum. Çaldığım müzik onların aşkla dokunuşlarının dans müziği oluyordu.
Eylül' ün dolgun kalçaları, bacakları o kadar nefis görünüyordu ki büyük bir açlık hissediyordum. Eylül harika bedeninin kendi de farkındaydı ve sakınmıyordu bedenini. Hangi erkek şu an onun arkasından sarılıp o dolgun kalçalarını yumuşacık memelerini avuçlamak istemezdi.
Yerimden kalkıp şarap şişesini elime aldım. Birkaç yudum alırken Alice yüzünü Eylül' e doğru döndü. Bir an bakışlarını izlediler birbirlerinin. Önce Alice Eylül' ün memelerini özgür bıraktı sonra ise Eylül Alice' in.
Elleri piyano tuşlarına basar gibi birbirlerini okşuyordu. Öylesine bir ahenkleri vardı. Yanlarına gelip şişeyi uzattim ikisi de yudumlarını alıp dudaklarına bulaştırdılar. Dudaklarından şarap suları taze bedenlerinin ateşini dindirmeye akıyordu.
Yudumlardan sonra ikisinin de elleri tişörtümü çıkarmak istiyordu ve başarıyordu. Aralarına çektiler. Eylül ıslak elleriyle sırtımı Alice' in yumuşak olduğunu hissettiğim memelerine doğru yasladı. Sonra ise kendi yumuşacık lezzetli memelerini de göğsüme yasladı.
Gecenin karanlığı, gökyüzü ve tüm şehvetli hisler bizi izliyordu. Üstleri çıplak ve birbirine yaslanmış bu üç bedeni. Sanki körpe bedenlerine kabul törenimdi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)