çırılçıplak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çırılçıplak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Haziran 2018 Perşembe

Kapı Aralığı 8 ( Final)

İkisi konuşurken ben onlara bakar vir halde dalmışım. Bana bakıp gülerek seslendiklerinde kendime gelebildim. Bir süre o duruma gülüştük. Ama yine bakıyordum ikisine ne kadar farklı karakteleri var aslında ama ne kadar da uyumlular diye düşünüyordum. Sahi onları ne kadar tanıyordum ben bir an kafamın içinden bir ses hiç olarak yanıtladı. 

Bu düşüncelerle onlara bakarken Eylül Alice' i elinden tutmuş banyoya doğru götürüyordu. Bana da sen bekle diye söyleniyordu. Onlar giderken ben bir sigara daha yakmış şişeden bir yudum daha almış bir halde düşünüyordum. Sarhoş gibiydim ama bu içtiğimden mi yoksa düşüncelerimden mi bilmiyordum. Ve banyodan sesleri gelince oraya doğru yöneldim.

Kapı arasından baktığımda birbirlerini götürdüklerini görüyordum. Kapıya yaslanıp izlemeye başladım. Öpüşüyorlar, sularının kaynaklarını birbirlerine sürtüyorlar ve elleri baştan aşağı birbirini okşuyordu. Benim orda olduğumun farkında bile değillerdi. Kendilerini bedenlerinin tutkulu düşlerine bırakmış bir haldeydiler. Daha önce bu hallerini görmemiştim. Tuhaf bir tebessümle izliyordum. Ne tepki vereceğimi ne hissedeceğimi bilmeden.

Yanlarına doğru yürüdüm. Göz ucuyla ikisi de bakıyordu bana ama bedenleri dudakları biribirlerinden ayrılmıyordu. Ellerimle ikisinin de kalçalarını avuçladım. Orta iki parmağım deliklerine baskı uygulamış ve derinden hissetmişlerdi. Bir anlık o ah sesinden bu anlaşılıyordu. Su altındaki ıslak bedenleri de harikaydı. İkisinin de içlerini doldurmak ellerimle o güzel bedenlerini parçalamak ve dudaklarında o yorgun tatmin ifadesini görmek istedim.

Üçümüz birbirimize bakıyorduk. Duşun altından çıkardım ikisini de ve odaya doğru götürdüm. Alice' i arkasından kendime doğru çekip sertliğimi kalçasına dayadım. Tüm kıvrımlarını hissettiğinden eminim. Teni hala ateş gibiydi. Boynunu emerken parmaklarımla dişiliğinin dış dudaklarını okşuyordum.

Eylül ise karşımızda elini kasıklarının arasına atmış sulanmış kadınlığını okşuyor parmaklarını sokup çıkarıyordu. Dudaklarını ısırmış halde bu kızıştırıcı  görüntüyü izliyordu. Yanıma gelip sertleşmiş penisimi eline aldı daha fazla duramayıp. Alice de ne yapacağını merak ediyordu. Ve önce ağzına alıp güzelce ıslattıktan sonra eliyle Alice' in kadınlığına soktu. Sokarken dudakları Alice' i sakinleştiriyordu. Ve dudakları çekilince Alice' in kadınlığında gidip gelmeye başladım. Ellerimle bedenini sıkıca kavradıktan sonra. Bir süre içinde gidip geldim. Ve Eylül' e yerimi sen doldur diyip penisimi o daracık kalçasına yönlendirdim.

Usulca giriyordum içine her bir sertliğimi hissettirerek. Eylül ise başını çoktan gömmüştü onun kadınlığına. Aramızda kıvranıyordu Alice. Bedeni titrer halde kesik kesik nefeslerle inliyordu. İçinde durdum, Eylül yalarken onun saçlarını okşuyordum. Ellerim saçlarına gelince kafasını kaldirip baktı. Alice yerden sırılsıklam olmuş nefesi kesik halde kıvranıyor. Ben ise Eylül' e bakıp gülüyorum.

Eylül' e işaret edip Alice' i yatağa yatırdık aramızda. Alice ise kasılmış bedeniyle bizi izliyordu. Eylül' ü diz çöktürüp yatakta bacakları açılmış bir halde yatan Alice' in bacak arasına getirdim. Eylül Alice' e önce kadınlığını yalattı sonra ise memelerini. Eylül' ün zevkten kızıştığını görebiliyordum. Ateş parçası gibiydi şu an. 

Ve dudakları Alice' in sularının kaynağına geldiğinde aç ve susamışçasına o kaynağa saldırıyordu. Eylül' ün arkasına geçip onunla tek vücut olacak halde sarılıp kasıklarımı onun ıslak ve sıcak yuvasına vuruyordum. Hareketlerimin bir ritmi var gibiydi gidip gelirken. Gittikçe artan bir müzik gibi onun içindeki sertliğim ve içini dolduruşum, onun inlemeleri de artıyordu. 

Alice' e baktığımda nefes alışını gördüm ve Eylül' ün dudaklarına doğru baktım. Bedeni gevşemiş rahatlamış bir şekilde yayılmıştı yatağa Alice' in. Bunu görünce Eylül' ü Alice' in yanına doğru çektim. Ve bacaklarındaki son gücü gördüm. İçindeyken nasıl kasıldığını. Erkekliğimi içinde nasıl kavradığını ve bırakmadığını. 

Eylül yığılmış bir halde Alice' e bakıyordu elleri onun tenindeydi. Kadınlığından akan suları patlama noktasına gelen sıvılarımı harekete geçirmiş ve içini bir çiçeğin tohumlarıyla doldurup üstüne yığılıp kaldım. 

Tatlı bir ölümü yaşıyorduk şu sırılsıklam bedenlerimizle ve doğacağımız anı beklerken birbirimize bakıyorduk. Bu kutsal ayin son buluyordu bu bakışma ve bütünleşen bedenlerle. 

3 Haziran 2018 Pazar

Kapı Aralığı 6

Alice sadece izlemekle kalmamış bütün geceyi kayıt altına da almış. Ve şimdi Eylül ile beraber oturmuş onları seyrediyordu. Eylül' ün altında pijaması üstünde ise meme uçlarını belli eden ama rahat bir tişört Alice ise ufak kalçalarını sımsıkı saran bir tayt üstünde ise Eylül' ün giydiği gibi bir tişört vardı.

Nefes alışlarının değişik olduğunu bu kapı aralığından bile anlıyordum. Birbirlerini o yatağa yatırmak istiyorlardı. Bundan emindim. Eylül dudaklarını Alice' in boynuna getirip tatlı dudaklarını ona sunuyordu. Alice ise o anları izlerken bir yandan da boynunda gezinen sıcak dudakları hissedince eli Eylül' ün tişörtünün üstünden memelerine gitti. Onları kavrayıp sıkınca Eylül de gülüp dudaklarını bu sefer Alice' in ıslak dudaklarına sunuyordu. 

Arzularını şehvetlerini birbirine sunuyordu bu iki genç kız. Dudaklarından sadece ıslaklıklar değil birbirlerine olan ateşleri de bir dudaktan diğerine akıyordu. Kimseyle paylaşmadıklarını da paylaşıyorlardı.

Elleri birbirlerinin tişörtlerini çıkarmakla meşgul oluyordu. Ve onlardan kurtulduklarında iki bembeyaz ten karşımda birbirine sürtünüyordu. Ikisinin de memeleri avucları dolduracak ağız sulandıran türden ve şu an memelerinin uçları dimdik bir halde birbirlerine bakıyorlardı. 

Ikisini bu halde bırakıp sessiz bir şekilde salona geçtim. Şarap şişesini piyanonun kenarına koydum. Nota kağıtlarını önüme koydum. Önümdeki sertliği ise saklama gereği duymuyordum. 

Sadece biraz bekledim başlamak için. Onların iniltilerini o edepsiz hallerinin yükselmesini. Ve bunu duyduğum an bastım piyanonun tuşlarına. 

Geldiğimi fark etmeyen iki edepsiz güzel şu an toparlanıp geleceklerdi biliyorum. Yüzümde iki yaramaz çocuğu yakalamış ve onlara gülen bir tebessüm vardı. Adımlarını duyunca sesi yükselttim. Karşıma geçtiler. İkisinin de saçları dağınık yüzlerinde yakalanmanın verdiği utangaç ama tatlı bir tebessüm ve sonrasında gülüşme.

Bedenlerinin ne kadar tahrik olduğunu hala görebiliyordum. Memelerinin uçları gözlerimin önüne serili haldeydi. Eylül şarap şişesini alıp önce Alice' e uzattı o içince yanıma gelip dudaklarımı ıslak parmaklarıyla araladıktan sonra şarabı içirdi. 

Parmaklarımın tadı nasıl diye sordu fısıltıyla. Gözleriyle camdan dışarı bakan Alice'i işaret ederek. Eylül' ün parmaklarının neden ıslak olduğunu anlıyordum. Nefis diye yanıtladım. Eylül yanımdan Alice' in yanına gidip arkasından bir bütün olurcasına kalçasına yapışıp dışarı bakıyordu. 

Fısıltılarla konuşuyordu ikisi. Bedenleri ise ufak kıvılcımlar çıkartırcasına sürtünüyordu. Onları izlerken ne kadar sertleştiğimi fark etmemiştim. Bir yandan da piyano tuşlarına basmaya devam ediyordum. Çaldığım müzik onların aşkla dokunuşlarının dans müziği oluyordu.

Eylül' ün dolgun kalçaları, bacakları o kadar nefis görünüyordu ki büyük bir açlık hissediyordum. Eylül harika bedeninin kendi de farkındaydı ve sakınmıyordu bedenini. Hangi erkek şu an onun arkasından sarılıp o dolgun kalçalarını yumuşacık memelerini avuçlamak istemezdi.


Yerimden kalkıp şarap şişesini elime aldım. Birkaç yudum alırken Alice yüzünü Eylül' e doğru döndü. Bir an bakışlarını izlediler birbirlerinin. Önce Alice Eylül' ün memelerini özgür bıraktı sonra ise Eylül Alice' in. 

Elleri piyano tuşlarına basar gibi birbirlerini okşuyordu. Öylesine bir ahenkleri vardı. Yanlarına gelip şişeyi uzattim ikisi de yudumlarını alıp dudaklarına bulaştırdılar. Dudaklarından şarap suları taze bedenlerinin ateşini dindirmeye akıyordu.

Yudumlardan sonra ikisinin de elleri tişörtümü çıkarmak istiyordu ve başarıyordu. Aralarına çektiler. Eylül ıslak elleriyle sırtımı Alice' in yumuşak olduğunu hissettiğim memelerine doğru yasladı. Sonra ise kendi yumuşacık lezzetli memelerini de göğsüme yasladı.

Gecenin karanlığı, gökyüzü ve tüm şehvetli hisler bizi izliyordu. Üstleri çıplak ve birbirine yaslanmış bu üç bedeni. Sanki körpe bedenlerine kabul törenimdi.

30 Mayıs 2018 Çarşamba

Kapı Aralığı 3

Terden sırılsıklam olan bedenlerimizi fark ediyorduk üçümüzde. Eylül elindeki penisimi ustaca kökten başa doğru sıvazlıyordu. Zevk sularımdan, Eylül' ün tatlı sularından ıslanmış penisim parıltısıyla Alice' in dikkatini çekmişti. Dudakları aralanmış kesik kesik nefes aldığını görüyordum. Eylül göz ucuyla takip ediyordu ve daha sert daha yavaş bir halde sıvazlıyor, parmaklarını aşağıya sarkan iki topuma kadar indiriyordu. 

Alice gözleri baygın baygın baksa da dikkatle izliyordu bizi özellikle Eylül' ün hareketlerini. Eylül kendi bedenini de izliyordu aynadan. Tenine her dokunuşumu aynadan izliyordu. Eylül kendi bedenini arzulayan kendi bedenine aşık bir kız. İmkanı olsa sevişirdi diyemem. Biliyorum ki düşlerinde kendiyle sevişiyor ve parmakları da onun düşsel orgazmına yardım ediyordu. Ama bedenine sadece kendi aşık değildi. Onu izleyen odadaki iki gözden bunu anlayabiliyordu.

Alice' e baktığımda bacaklarını iyice aralamış ve kendine doğru çekmiş bir halde oturuyordu. Kadınlığını ilk defa görüyordum. Tüyleri yeni alınmış, zevk sularıyla sulanmış ve okşamaktan hafif kızarmış bir kadınlığı vardı. Eylül ve Alice' in körpe bedenleri bu tazecik halleri ruhumu ve bedenimi gençleştiriyordu. Gençlik iksirimdiler sanki.

Eylül' ün kulağına Alice' e bak diye fısıldadım sadece. Eylül göz ucuyla baktığında açlıkla bizi izleyen Alice' i gördü. Başını hafifçe çevirip dudaklarını diliyle parlattıktan sonra dil hareketleriyle ve finalde dudağını hafifçe ısırarak Alice' e baktı. Alice ise keyfini yerine getiren bir gülümsemeyle karşılık verdi.

Eylül elini penisimden çekmiş geriye doğru uzatarak başımı tutmuştu. Ben ise daveti anlamış boynuna büyülü dokunuşları dudaklarımla yapıyordum. Elimi kadınlığına atıp yaşam pınarından akan sularını parmaklarımla toplayıp bedenine sürüyordum. Eylül' ü en güzel kokularla süslüyordum. Kendi kokusuyla. Baş döndürücü güzellikte bir koku.

Alice ise ses çıkarmadan bizi izliyordu. Onu daha önce böyle sessiz dururken görmemiştim. Büyülenmiş gibi bizi izliyordu. Sanki konuşsa her şeyi berbat edecekmiş gibi hissettiğine eminim. Yine de elleri o kadar sessiz değildi. Büyümüş, dikleşmiş meme uçlarını okşuyordu. Memeleri avucuma sığacak kadardı kendi avuçlarından ise taşıyordu. Eylül' ün o memelerin tadına baktığından eminim kendisindeki gibi öyle güzel memeleri kaçırmaz. Şimdi bile göz ucuyla o memeleri izlemekten kendibi alamıyordu.

Eylül' ün yaşam pınarından aldığım suları bedeninden sonra dudaklarına götürüyordum. Kendi tadını öyle iştahlı emiyordu ki parmaklarım ağzının içinde kayboluyordu. O kaybolduğu an parmaklarımı çıkartmıyordum. Dilimle yumuşacık dudaklarını yalıyordum. Alice ise o anları izlerken dudaklarıyla Eylül' ün ağzına giren parmaklarımı emiyor gibi taklidini yapıyordu. Eylül görünce tebessüm etmeden geçemedi. Canı çekmişti Eylül bunu çok iyi biliyordu. 

Parmaklarımı Eylül' ün sıcacık yuvasına doğru kaydırıyordum. Parmaklarımın yandığını hissettim. Eylül ise içinin böyle güzel dolmasından bir an irkildi. Parmaklarım hareket ettikçe ileri geri, Eylül kendini arkaya doğru itiyordu. Kalçaları penisimi sarmalıyordu bunu yapınca da. Dolgun kalçaları tam avuçlamalıktı. Yumuşaklığını penisim etrafında net şekilde hissediyordu. 

Eylül' ü iyice kendime yasladım rahatladığını hissediyordu kendini bana yaslayınca. Tüm vücudu bana yaslanmış kendini bana bırakmıştı. Parmaklarım derinlerine inince bacaklarını kapıyor kendini kasıyordu. Parmağımı tümüyle kalınlığının her santimini içinde hissetmek istiyordu.