9 Ocak 2018 Salı

Teslimiyet Ve Aidiyetin İlk Anları -5

                                   

Dükkanları, mağazaları geziyoruz alacağımız şeyler için. Güzel şeyler olmasına rağmen aklımda olanları bulamadığım için bir süre daha geziyoruz. En sonunda bir mağazada sana alacağım çorapları, jartiyeri görüyorum ve yüzümdeki tebessümden bunu fark ediyorsun. File çorap, birkaç farklı desende ince siyah çoraplar ve bir de jartiyer seçip sana denemen için veriyorum. Kabini kapatan ise sadece bir perde var hafif bir aralık bırakıyorum. Heyecan içinde deniyorsun, daha önce denemediğin şeylerden yalnızca biriydi bu. Hepsini deneyip bana gösterdikten sonra jartiyeri giymek üzereyken 

" onu şimdi denemeni istemiyorum" diyorum. 

Yüzünde şaşkınlıkla jartiyeri çorapları bana verip giyindikten sonra kabinden çıkıyorsun. Sonra da birkaç güzel elbise alıp alışverişi bitiriyoruz. Gözüme bir kafe çarpıyor güzel bir yer gibi geliyor aklımdaki şeyler için. Kafenin içinde oturanlar ise daha çok liseye giden kızlar ve erkekler o yuzden rahat bir ortam denilebilir diye düşünüyorum. Masaya karşılıklı olarak oturuyoruz. Birer içecek ve yemek söylüyoruz. Bu sırada konuşmaya devam ediyoruz ve sen kendini anlatmaya devam ediyorsun. Annen arıyor bu sırada telefonu açıp konuşmaya başlıyorsun ve tabi benimle olduğunu bilmiyor. Sen konuşurken ayağımı ayakkabıdan çıkarıp ayak bileğini okşuyorum yüzüme yapma dercesine baksan da ayağımı sürterek yukarıya çıkarıyorum. Elini engellemek istercesine elimin üzerine koyuyorsun ama parmaklarım külodunun üzerine geldi bile ve külodunun üzerinden amına baskı uygulamaya başlıyorum. Aldığın zevk yaşadığın utancı bastırıyor. Annenle konuşurken bir yandan zevk içinde kalıyorsun. Kelimeler ağzında kayboluyor ve telefon kapanıyor. Zevki yaşayacağını düşünürken ayağımı çekiyorum.

Elinden oyuncağı alınmış cocuk gibi somurtuyorsun ta ki ellerim dudaklarını okşayana kadar. İçinde ne yaşarsan yaşa dokunuşlarım seni etkisiz kılıyor. Yemek boyunca sadece konuşuyoruz ve masalardaki gençleri izliyoruz. Bazılarının üzerinde üniformaları dahi var. Yine de ufak dokunuşlarla hazları tatmaya çalışıyorlar. Bu ufak detaydan sonra yemegimiz bitiyor ve kalkıyoruz.

Seni eve gönderme zamanı geliyor artık o yüzden senin çantana koyduğum bir şeyi çıkarmanın vakti geliyor o yüzden bir parkta ağaçların arasına götürüyorum seni. Bir vibratör çıkarıyorum çantanı elime alıp ve bunu amına yerleştirmeni istiyorum. Sen yerleştirdikten sonra kumandasına basıp çalıştırıyorum bacakların kasilmanım işaretlerini gösteriyor ve 

" ne yapacağım bunu " diyorsun

Seni otobüse bindirdiğimde çalıştırmaya başlayacağını ve inene kadar çalıştırmanı söylüyorum. Karşı çıkacak gibi olduğunda önce kalçana sert bir şaplak atıyorum vebir hafta mastürbasyon da yapmamanı söylüyorum.  

Parktan çıkıp otobüs durağına yürüyoruz otobüsün gelirken sarılmak istiyorsun ve ufak bir sarılmadan sonra otobüs geliyor ve otobüse bindiriyorum seni. Ve bindiğinde dediğimi yaptığını görüyorum yüz ifadelerinden.


Devam edecek...

7 Ocak 2018 Pazar

Teslimiyet Ve Aidiyetin Ilk Anları -4




Çekmeceye yönelip neler yapabileceğimi neler yapmak istediğimi düşünüyorum.  Zihnimden onlarca düşünce geçiyor ve senin bağlı olduğun aklıma dank ediyor. Bağlı halde bırakmıştım seni ve ne kadar süredir bu çekmecenin önünde olduğumu bilmiyorum. Elime kağıtlarım ve kalemlerim geliyor. Ve onları alıp yanına dönüyorum. Nerede kaldığımı merak edercesine bakıyorsun içeri girdiğim andan beri. Karşındaki koltuğa geçip oturuyorum ve kağıda uyman gereken yasakları, yapman gereken şeyleri ve araştırman gerekenleri bir bir yazıyorum ve yerimden kalkıp çantanın yanına gidiyorum. Çantanı açıp içine koyuyorum kağıdı ve sana dönüp eve gittiğinde dikkatlice oku bunları diyorum be başını sallıyorsun. 

Tekrar karşına geçip oturuyorum, ipler tenini iyice sıkmış bu gözüme çarpıyor. Kalkıp çözüyorum ipleri yavas yavaş. Çözerken de gozlerinle süzüyorsun beni. İpleri çözerken fark ediyorum ki beyaz teninde güzel izler bırakmış. Ellerimle o izleri okşuyorum ve okşarken tebessüm ediyorsun. Dokunuşum acının izlerini mutluluk izlerine çeviriyor ve hafif bir tebessümle yüzüne bakıyorum okşarken. Ayağa kalkıp koltuğa geçiyorum sana da tam karşıma oturmanı söylüyorum. Ve konuşmaya başlıyorum.

Seninle bir süredir tanışıyoruz ve birbirimiz hakkında pek çok şey biliyoruz. Fakat senden daha fazla şey anlatmanı istiyorum kendine dair, kendinde var olan şeyleri keşfettikçe daha fazla anlatmanı istiyorum. Kağıtta yazilanlara en ufak itiraz olmadan uyucaksın. Bulunduğun her ortamda güçlü karakterini ortaya koyacaksın benim kızım böyle olucak. Sana bir isim de veriyorum, e. Nerede olursak olalım sana bu isimle seslenicem. Elbette bir hayatın olacak senin ama kontrolünü ben üstlenicem. Dediklerime uymadığında cezalar olacak, ödüllendirilicek şeyler yaptığında ise güzel şeyler seni bekliyor olucak. Ve bu dediklerimi onaylıcağını da biliyorum bunu bakışlarınla o kadar net belli ediyorsun ki. Bir süre ailenle kalmaya devam ediceksin ama sonrasında buraya gelmeni isteyeceğim bir an olacak o an aramızdaki bağın ne kadar güçlü ve sahi olduğunu göreceğimiz an olucak vereceğin kararla. Söyleyeceklerim bitti.

Şimdi seninle biraz dışarı çıkıcaz ve ufak bir alışveriş yapıcaz beraberinde de ufak bir gezinti. Ama çıkmadan önce dudaklarında ufak bir iz için dudağını ısırıyorum ve çok hafif bir kan sızıyor. Dudağımı yalıyorum, kanının tadını seviyorum ve dudağına ufak bir öpücük konduruyorum ve giyinmeni istiyorum. Giyinmeni beklerken duvara yaslanıp izliyorum giyinmeni. Izlenmenin heyecanını duyuyorsun ellerinin hareketinden anlıyorum bunu. Giyinip yanıma geliyorsun, sanki çok istediği şeyi almaya gidecek olan bir çocuk gibi heyecanlı ve mutlusun. Evden çıkarken beline sarılıyorum sen de başını omzuma koyuyorsun. Merak ediyor musun ne yapıcağımızı diye soruyorum yürürken fazlasıyla diyorsun ama çok güzel olacağını tahmin edebiliyorum diyorsun. İplerin izini soruyorum, acıyor ona rağmen düşündüğümde haz veriyor diyorsun. Aklımda dışarıda yapacaklarımızın verdiği bir haz ve dudaklarımda tebessümü var.

Devam edecek...